16 Kasım 2014 Pazar

haşiye

Senin bugün de bu satırlara rastlamayacağını umuyorum. Dağınık bir masayı toparlar gibi, ben de yazarken toparlıyorum kendimi. Yoksa yaşamanın geride bırakmak olduğunu elbet ben de biliyorum. Üstelik zamanın bir merhameti de vardı, haklısın. Hakikatte benden esirgediğini, sana bağışlamıştı. Ben hikâyeme, senin hayatında önemli bir yer tutacağım yanılgısı ile başlamıştım. Bittiğinde ise artık seni yokluğuyla rahatlatan bir kadındım.
Üzgün değilim, yanlış anlama lütfen. Demek istediğim şu ki, insanın ruhu dağılıyormuş. Bilmiyordum..
Lütfen sen de bilme. Bunca zamanın üstüne ve aramızdaki mesafenin hakikati hürmetine, ben yine de, acılarımız eşitlensin istemem.